Herkesin uğursuz deyip hor gözle baktığı oysa yalnızca kendi dünyasında yaşamaya çalışan o yalnız kara kediyim.
Blog Listem
18 Ağustos 2017 Cuma
Vakit Geçiyor
Uyandım. Saat henüz 06.48 ve uyanmayı reddeden bünyem... Genelde gün sonunda toprağa girme isteği uyanır zihnimde. Bugün ilk kez bu kadar erken çekildim toprağa. İlk kez bu kadar öfkelendim nefes almaya, bu kadar nefret ettim yaşamaktan. Yoruldum. Öfkelenmek için bile yorgundum. Yüzüm düştü. Ruhum düştü. Maskem düştü. Başım döndü, kalbim döndü. Gözüm karardı, hayatım karardı. Ah hayatım, içim karardı. Ne çok güldük, ne çok ağladım. Bir sen güldün, bir ben... Bir ben ağladım. Bir sen güldün, bir ben ağladım. Bu işler sırayla. Ağlama sıramı ilk kez devretmek istedim başkasına bu sabah. Göz yaşlarım aktı, rimellerim aktı, saçlarımdaki kızıllar aktı. Kan oldu banyonun fayansı. Yumurta kaynattım sana. Senin payından civcivler çıktı. Lunaparktaki hız treni gibiyim. Ağır ağır çıkıyorum yukarı. Bir anda bırakacağım kendimi hızla aşağı. Ah neşem... İlk kez bu kadar çok hissettim aşağıya inerkenki huzuru. Hiç tadım yok. Yumurtamın hiç tadı yok. Tuzu da... Yürürken parkelere yapışıyor ayaklarım. İlk kez bu sabah nefret ettim yerden kalkmayan ayaklarımdan. İlk kez bu sabah, ölmenin vakti gelmiş de geçiyor, dedim kendime. Ah ömrüm. Ölmenin vakti gelmiş de geçiyor. Yorulmadık mı?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Buraya bir şeyler bırak...