Herkesin uğursuz deyip hor gözle baktığı oysa yalnızca kendi dünyasında yaşamaya çalışan o yalnız kara kediyim.
Blog Listem
20 Ağustos 2017 Pazar
Kanlı Dizler Sevdim
Boşalmış şarap şişesinde kayboldu ruhum benim. Aramadım hiçbir yerde bir dakika bile. Yüzümü sigaramın dumanının ardına sakladım. Kimseler göremedi, bilemedi. Kalbimi jiletli tellerle çevirdim. Dokundurtmadım. Bedenimi asit kuyusuna attım. Hiç çığlık atmadım. Çok sevildim. Çokça sevdim. Ardıma bakmadan her şeyi bırakıp gittim. Çok ağladım, çokça ağlattım. Vicdanım sızlarsa diye vicdanımı bağrımdan söküp köşedeki dilenci çocuğun babasına verdim. Zira ona daha çok lazımdı. Gözyaşlarımla bahçeler suladım, çiçekler büyüttüm. Mor menekşelerimi acımadan koparıp sokak orospularına armağan ettim. Kalpleri başka şeyler için de atmalıydı, belki bir incelik için mahçubiyetle içinde. Mezarlık gülleri büyüttüm içimde. İçimi söküp mezar taşları arasına diktim. Ben bir ahraz çocuk büyüttüm içimde. Çimlerde koşan, babasının aldığı kırmızı pabuçlarını hiç çıkarmayan, ütopyasını kar küresinde sakladığı çocuğu sevdim. Sesini bir benim duyduğum, bir benim sesimi duyan o ahraz çocuğu sevdim. Ben bir asker sevdim. Üniformasını ayrı, kanlı postallarını ayrı, barut kokan dudaklarını ayrı sevdim. Ben bir katil sevdim içimde. Kalpsizlikle beni yarım bırakışını, bir yol boyu sızlamayan vicdanını sevdim. Ben onun kötülüğünü sevdim. Ben bir kaptan sevdim. Batan gemisini terketmeyişini sevdim. Önce çocuklar ve kadınları kayıklara yükletip sonra o kayıkları bombalayışını sevdim. Ben bir tanrı sevdim. Önce beni yaratıp sonra bana eziyet edişini sevdim. Sadakati sevdim. Ben bir çift yaralı diz sevdim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Buraya bir şeyler bırak...