Herkesin uğursuz deyip hor gözle baktığı oysa yalnızca kendi dünyasında yaşamaya çalışan o yalnız kara kediyim.
Blog Listem
5 Eylül 2017 Salı
Dibim Hep Karanlık
Uçsuz bucaksız kristalden mağaralar aşarak geldiğim çöllerde kumdan cam bir kale yapmaya çalışıyorum. Yok ettiğim kristallerin yerine camlar koyuyorum yok olduğum çölde. Bir mumum ben. Yanıyorum. Eriyorum. Asla kendimi aydınlatamıyorum. Dokunanı yakıyorum. Dibim hep karanlık. Damla damla aktım. Yanan yerlerim geri eski haline getirilemedi. Gövdemi baştan inşa etsem de içimdeki ip çoktan küllere karışmış. Alev titriyor. Ben titriyorum. Saçlarımı dalgalandırıyor rüzgar. Alevim üşüyor. Dibi hep karanlık. Çevremdeki aydınlığı izliyorum. Aydınlık en fazla ayak uçlarına ulaşıyor evrenin. Evren küçücük. Yetemiyor karanlığıma. Sevmiyorum maviye aşık insanları. Mavi umut demektir. Tek gerçek var oysa; ya aydınlık ya karanlık. Oysa bu evren umutsuz vaka. En az benim kadar adice. Dibi hep karanlık. Hangi mezarlıkta ışıklar ve şenlikler gördünüz? Tek gerçek var o da ölüm. Ölümün dibi karanlık. Ölümün tek kaynağı var; yaşam. Karanlığı karanlık yapan şeyin aydınlık oluşu gibi naifçe olacak bu biraz. Aydınlanamıyorum. Dibim hep karanlık. Dokunanı yakıyorum. Dokunanın elleri su topluyor. Haksızlık ediyorum seven ele. Mutsuzluktan başka verebileceğim bir şey yok. Gelirim de giderim de hep umutsuz. Kristalleri kırıp camdan bir aplik içine saklıyorum ışığımı. Işığımın dibi hep karanlık. Dibim hep karanlık. Sevgisiz bir kalp barındırıyorum. Kalbim hep karanlık. Kalbimin dibi karanlık. Dokunanı yakıyorum. Dokunanın su topluyor elleri.
Yanıyorum. Eriyorum. Ama asla seni aydınlatamıyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Buraya bir şeyler bırak...