Uyandım. Yüzyıllık bir uykuydu sanki. Yüzümü zehirle yıkadım. Eteklerime dikenler batmış. Üstüme zırhımı çektim, kalkanımı kuşandım. Nefret kokulu savaş meydanlarında, çimlerdeki sarı çiçekleri arıyorum. Bitsin zaman artık, durmasın ölümler. Sıra bana gelsin. Bu kulun dili sivri. Ama kalbimdeki dikenler bir beni kanatır. Bir ışık gördüm. Üstüne yürüdüm. Kayboldum. Hangi savaş meydanına gittimse müttefiğimin oku geldi sırtıma. Kadir kıymet bilmez bir adam sevdim. Gül sevince dikeni batarmış. Neme lazım. Ben de seni yaraladım belki. Nice ordular yönettim bir başıma. Nice savaşlar kazandım. Sana yenildim. Mevsimler bıraktım geride. Yollar, savaşlar bıraktım arkamda. Önüne geçip de yüzünü avuçlarıma alamadım. Avuçlarım hep kan revan.
Anlar mısın beni derdimi anlatsam? Sana yüreğimi açsam... Hangi yara sarılır ki bu kargaşada. Yaramı görsen bile yeter. Sarılmaya değil, görülmeye ihtiyacım var. Binlerce gül var bu bahçede. Her dikenin başka hikayesi var. Hangi dikene yaralattın parmak uçlarını? Parmak uçlarından öperim sevdiğim. İndirme kalkanımı. Yer gök inler göz yaşım yanağıma değse. Bitsin artık. Bitmesin ölümler. Sıra bana gelsin. Ya da... Artık mutlu olalım.
Bu bir yasak aşk hikayesi mi?
YanıtlaSilYasak aşk kavramını nasıl değerlendirdiğimize göre değişir. Parmak uçları neşter olan birine aşıksanız etten ibaret kalbinize o parmaklar yasaktır. Ama yine de seversiniz.
SilUzun zaman oldu buraya uğraşmayalı. Gece bilmem saat kaç, etrafı aydınlatan sadece telefon ışığı. Pil bitmek üzere, rengi değişmiş göstergenin. Zifiri bir karanlık sarmış etrafı. Sadece telefon ışığı. Radyoda bir şarkı 'O mahur beste çalar, Müjgan'la biz ağlaşırız.' 'Mahur çok güzel bir isim' dedi biri bir dizide. İsmi bilmem ama müziği çok güzel. Keşke radyoda çalsa şimdi. Ben de heves ve heyacanla bitmesin diye beklesem radyonun baş ucunda. Ama biliyorum o da bitecek. Döngüye alamayacam. Olmayacak. Tek seferlik çalacak ve bitecek, o kadar. Hayat gibi, aşk gibi. Yukarıda biri yazmış yasak aşk mı diye? Hangi aşk yasak değil ki? Cenneti ellerinin tersiyle itip o yasak meyveyi yemediler mi? Ki dinlerin ödül diye vaddettiği yer. Sivrisinekler üşüşüyor ekrana. Mavi rengini çok seviyor diyor bilim insanları. Sadece ekrana saldırıyorlar. Elde edecek hiçbir şeyleri yok. Belki ölecekler ama yine de gelmeye devam ediyorlar. Daha önce motivasyon demiştik. Bunları, ölümü göze alarak bu ekrana saldırmaya motive eden şey ne? Aşk mı? Saçma. Telefonun kapanmak üzere. Bu dağ başında şarj edecek alet yok bende. İlgisiz kalacak ve kapanacak telefon. Beni buraya getiren şey, telefonun kapanmasını umursamadı. Hala da öyle. Kapanırsa kapanır. Biterse de bitsin. Bir şiirin bir mısrası geldi aklıma, ya sen gel, ya beni oraya aldır. Konumuzla alakası yok. Sadece aklıma geldi. Savaş meydanında ölmeyi bekleyen asker gibi. Hani zırhını da kuşanan. Ölmenin içinde yaşamaya dair bir umut kırıntısı. Çok konuştum, gereksiz uzattım. Zaten telefon kapanmak üzere. Şarj aletim de yok. Telefona bir aşkım da. Biterse biter. Gece karanlığı güzel, kafam da öyle. Ama nolur bitmesin o şarkı; Mahur güzel bir isim.
YanıtlaSilİçerindeki bu dingin fırtınayı şöyle özetlemek gerekir. Ne aşk ne savaş... Karanlıklar içinde yaşamaya dair bir dürtü, bir umut sadece. Ve savaş meydanındaki er olan sen; parmak uçlarından öperim. İçindeki yaşama dürtün hiç bitmesin.
SilBu bir savaş hikayesi mi ?
YanıtlaSilSevgili okur, burası bir savaş meydanı.
SilBu savaş meydanında az da olsa dinlenebilecek bir gölge verebildiyse burası size, işte o zaman ne mutlu bana.