Aydınlığına bir tabir bulmak güç. Hiçbir şiir kitabında rast gelemedim gözlerindeki kahverenginin o güzel tonunu tarif edebilecek şiire. Zahir ve saf bir aşk besliyorum içimde sevgilim. Lebimde bir busedir aşkın belki. Belki bir tenvir belki bir teskindir bu karanlık ve sancılı ruhuma aşkın. Bir ışık huzmesi senin tebessümün ve ben böyle bir aydınlık görmedim çeyrek asırlık ömrüm boyunca. Tanıdık bir üzüntü taşıyorum aslen içimde. Pejmürde bir kadındım hep. Toparlayamadım içimi. Bilirsin sevmem dağınık dünyayı ; bilakis içerim yeterince dağınık. Toparlayamadım. Sana geldim nehar gözlüm. Ne vakit kırıldımsa sustu naçiz gönlüm, ne zaman ağladımsa utandım. Erken kaybettim. Dokunduğum nem varsa tezden gitti ellerimden.
Sen gitme. Kırma, ağlatma nevmide kalbimi. Sürgün etme beni. Gidecek ne bir toprak parçam var ne adım atacak gücüm kaldı bu yerlerden. Bana bir sevda lazım. Zindanlardan kırlara, karanlıktan aydınlığa yeni geldim. Yabancıyım bu ellere ben. Yabancıyım bu gözlere, bu aydınlık uzak bana. Tut ellerimden öğret kendini bana. Bana zulmani dünyalardan gelenlerin bu aydınlıklarda kör olmadığını göster. Karanlıklar yakın bana. Bana bu yabancı topraklarda nasıl yaşanır, gözlerinin aydınlığı lebimdeki busenin huzuruyla nasıl ölünür öğret.
mükemmel bir yazı mükemmel aşk tanımlaması tebrikler
YanıtlaSil