Blog Listem

22 Şubat 2020 Cumartesi

Tenha Bir Kasaba Sakininden...

Uğramıyorsun artık bu kasabaya. Gözlerim değmiyor gözlerine, kim bilir kaç kez battı ve geri doğdu güneş mevsim geçişlerini görmeyeli. Ne çok kırdım da seni böyle umarsızca terkedildim yalnızlığıma. Gökkuşağını siyaha boyadım belki, belki de kırmızı pabuçlarına çamurlar değdi. Bataklığa taşındım farketmeden. Ya da bahçemizi bataklığa çevirdim görmeden. Bilemiyorum.
Bu kasaba iyi gelmiyor artık sana biliyorum. Aynalardan okşamıyorum kaç mevsimdir saçlarını. Baban öpmüyor artık o al al yanaklarını. Hayatın bir bataklık cadısı tarafından ellerinden alındı. Biliyorum. Canın yanıyor, biliyorum. O çok sevdiğin uçsuz bucaksız çimenlere dokunabilme imkanın olmasına rağmen hasretin, biliyorum. Kalbinin atışını hissederken bir o kadar kalpsizsin, özür dilerim. İnsanlar kötü hep söylerdim. Sevmekten vazgeçmedin hep öğütler verirdin. Görüyorum ki sevgiden vazgeçmişsin. Hem de hala severken, sevgin için can atarken sevmekten nefret etmişsin. Kalbini çalan ve yine gökkuşağını karartan o bataklık cadısı olmana sebep olduğumu biliyorum. Özür dilerim kızım. Koşmak için can atarken yürümeye mecalin yok aslen. Ne acı. Ne çok acı... Ne büyük acı... Öldüğünü bilmek... Acıdan kuruyan dudaklarınla öp saçlarımı. Kalan o küçücük sevgin hatrına kısacık saçlarımı okşa, dön bu gece. Dön ya da öl.